Yaz ve Sağlık


Yaz geldi, sıcaklar bastırdı. Artık kapalı mekanlarda durmak hele çocuklar için mümkün mü? Al eline dondurmanı, bin bisiklete gez dolaş dağ, bayır. Sahile in, denize gir, kumsalda yürü...... Akşama karnın ağrımış, güneşten yanmışsın, her tarafın yara bere içinde. Kimin umurunda? Var mı çocuk olmak gibisi? Hani anne-baba olarak bizlerin de içinden bir gün dahi olsa böyle coşkulu eğlenmek geçmiyor mu? O zaman bırakın çocuklarınız üstlerini kirletsin, düşsün, kalksın, yansın azıcık güneşten ne olur ki? Bir çocuk doktorundan böyle öneriler duymadınız hiç değil mi? Nereye baksanız Yaz geldi sıcaklara dikkat sizi çarpmasın! Arı, böcek sokar, ormanda dolaşmayın! Bisiklet kazalarına dikkat! gibi uyarı yazıları ile karşılaşırsınız. Saldım çayıra, Mevlam kayıra mı doğru olan? Değil tabi. Yanlış olan, sağlığı korumak adına çocukluğu çocuklarımıza yaşatmamaktır. Atalarımız ne kadar güzel söylemişler sakınan göze çöp batar diye.
Yaz aylarında sık karşılaşılan rahatsızlıklar, kazalar nelerdir? nasıl önlemler alınmalı? İlk yardımda neler yapılmalı? sorularının cevabını aşağıda bulabilirsiniz.

En sık görülen yaz rahatsızlıkları nelerdir?

&bull En başta güneş ışınlarının direk etkisi ile oluşan güneş çarpması ve yanıkları gelir.

&bull Sıcakla artan terleme ve bunu karşılayamayan ter bezleri nedeni ile oluşan isilik, mantar gibi fotodermatoz denen cilt rahatsızlıkları

&bull Bisiklet, kaykay paten gibi daha hareketli aktivitelerin yapılması ile karşılaşılan düşme, çarpma sonucu oluşan travmalar

&bull Aşırı ve bazen de temiz olmayan su tüketimi ile mide asidini aşabilen mikroorganizmaların yol açtığı mide barsak hastalıkları sonucu oluşan yaz ishalleri

&bull Açık giysilerin giyilmesi ve ağaçlık, açık alanlarda piknik, gezinti yapılırken sık karşılaşılan arı, böcek, yılan ve akrep sokmaları

&bull Havuzda yüzme sonucu oluşan göz ve deri enfeksiyonları

Güneş çarpması ve yanığına karşı neler yapılabilir?

Bir rahatsızlığın ortaya çıkmasını önlemek, rahatsızlık ortaya çıktıktan sonra tedavi etmekten daha kolaydır. Bu nedenle öncelikle güneş çarpmalarından korunmak için güneş ışınlarının yer yüzüne daha dik düştüğü, dolayısıyla daha etkili olduğu 10 ile 15 saatleri arasında açık havada mümkün olduğu kadar az dolaşmak, bol sıvı tüketmek ve deriyi güneşin ultraviyole ışınlarından koruyacak losyonlar, kremler sürülmesi önerilir. Bu losyonları seçerken özellikle güneşten koruyucu faktör (SPF)ünün 30 ve üzerinde olmasına dikkat etmek gerekir. Sarışın, renkli gözlü ve beyaz tenli çocuklar güneş ışınlarından daha fazla etkilenirler. Güneş yanığı eğer sadece deride kızarıklık ve ağrı hissi ile kendisini gösteriyorsa bu birinci derece bir yanıktır ve 24-48 saat kadar süren ağrı, deride gerilme, yanma hissi devam edecektir. Deriyi nemli tutacak kremler ve ağrıyı kesecek şuruplar tedavide kullanılabilir. Deride kabarma ve içi su dolu kesecikler varsa artık 2. derece yanık söz konusudur. Bu durumda bir doktora başvurulması ve özel yanık pansumanlarının yapılması gerekecektir.

Fotodermatozların tedavisi ve korunmada neler yapmalı?

Çevre ısısı arttıkça, deriden ter salgılanması artar ve su kaybı sonucu susama hissi doğar, su alımı ile vücudun normal sıcaklığı koruma altında tutulmaya çalışılır. Bu dengeyi bozan aşırı sıcaklık hallerinde ter bezleri kanalları tıkanır ve halk arasında isilik denen boyun, omuzlarda daha sık olmak üzere vücudun daha fazla terleyen bölgelerinde küçük kırmızı ve kaşıntılı cilt lezyonları belirir. Tedavisinde her gün ılık suyla banyo yapılması önerilir. Cildin nefes almasını önleyecek yağlı kremleri vücuda sürmekten kaçınmak gerekir.

Düşme, çarpma sonucu oluşan travmalar

Bisiklet, kaykay, paten gibi aktiviteler için başlık, dizlik, bileklik, dirseklik gibi koruyucuların kullanılması olası kaza sırasında travma şiddetini belirgin ölçüde azaltacaktır. Travma sonucu vücudun bir yerinden kanama varsa öncelikle kanamanın yerini görebilmek için giysiler dikkatlice çıkarılır, gerekirse kesilir. Kanayan yer görülür ve üzerine temiz bir bez veya varsa steril bir tampon yerleştirilir, kanama olan uzuv kalp hizasının üzerine kaldırılır ve üzeri sıkıca sarılarak elle baskı yapılarak kanama durdurulmaya çalışılır. Buna rağmen kol veya bacakta kanama devam ediyorsa kanama olan yerin üzeri bir bez ile sarılarak atar damar dolaşımını tamamen engellemeyecek şekilde sıkılır. En yakın sağlık merkezine götürürken ellerde uyuşma, parmaklarda morarma varsa yeterli kan dolaşımını sağlamak için bağlanan turnike gevşetilir.

Kırık kendisini kol veya bacakta eklem dışında anormal hareket, ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığı ile gösterir. Bu durumda kırık olması muhtemel bölgeyi bir üstündeki eklemi de içine alacak şekilde kalın giysi, karton, varsa atel ile hareketsiz, sabit bir konuma getirilir ve en yakın sağlık merkezine götürülür. Kırıktan şüphe ediliyorsa şişen bölgeyi çekip yerine yerleştirme gibi bir işlemi hekim dışında biri asla yapmamalıdır.

Yaz ishalleri, mide-bağırsak enfeksiyonları

Yaz ishallerine neden olan mikroorganizmaların çoğu pikniğe çıkılması ile, etrafta yer alan dere, çay ve diğer temiz olmayan su kaynaklarından su içilmesi veya yenilen yiyeceklerin bu suda yıkanması sonucu vücudumuza alırız. Kana kana içerek midemize doldurduğumuz sıvılar bir yandan artan su ihtiyacımızı karşılarken öte yandan mide asidinin azalmasına yol açar. Bu durum mikroorganizmaların mide asit engelini rahatlıkla aşıp bağırsaklara ulaşmasına neden olur. İşte bu nedenle yaz ayında ishal ve kusmaya yol açan mide-bağırsak enfeksiyonlarına sık rastlanır. Peki ne yapalım da bu durumdan korunalım? İçme suları ve yiyeceklerin yıkandığı suların temiz su kaynaklarından elde edilmiş olmasına özen göstermeli. Mümkün olduğunca dışarıda bekleyen yiyeceklerden satın almamak, ambalajlı ürünleri tercih etmek gerekir. Açıkta satılan dondurma özellikle çocuklar için büyük tehlikedir. Tam pansiyon otellerde açık büfelerde sunulan yiyeceklere de dikkat etmek gerekir. Uzun süre açıkta kalan özellikle sütlü, kremalı, mayonezli, etli yiyeceklerde sıcağın etkisiyle çoğalan bakterilerin neden olduğu gıda zehirlenmesi kendisini kusma, karın ağrısı ve ardından ishalle gösterir. Bu şikayetlerle başvuran ikiden fazla kişinin olması halinde gıda zehirlenmesi düşünülerek yenilen yiyeceklerin sorgulanması ve aynı yiyecekten yiyen kişilerin şikayetlerinin ortaya çıkması beklenmeden gözlem altına alınması gerekir. Tedavisi kusma ve ishal ile kaybedilen su, tuz, karbonat, potasyum gibi maddelerin damardan serum şeklinde yerine konulmasıdır. Kusma ve ishal vücudun savunma mekanizmalarındandır. Bu sayede gıda zehirlenmesine neden olan toksinler ve bakteriler vücuda daha fazla zarar vermeden dışarı atılmak istenir. Bu yüzden ishal ve kusma giderici ilaçların kullanılmasından kaçınmak gerekir.

Yine yaz aylarında sık karşılaşılan bir diğer durum da çoğu kez koli basilinin neden olduğu ve turist ishali olarak bilinen bağırsak enfeksiyonlarıdır. Kanalizasyon suları ile sulanan tarlalarda yetişen ve iyi yıkanmayan yiyeceklerin yenmesi sonucu oluşur. Yine bu kirli suların karıştığı sularda yüzmek veya bir şekilde bu suların bulaştığı yiyeceklerin yenmesi ile alınan bakteri ve parazitlerin neden olduğu amipli ve basilli dizanteride dışkı miktarı çok değildir. Ancak kanlı, mukuslu dışkılama ve şiddetli, kramp tarzında karın ağrısı gözlenir. Korunmak için yukarıda belirtilen genel önlemlere ilave olarak içeceklere katılan buzların da temiz sulardan hazırlanmış olduğundan emin olunmalı, bundan emin olamıyorsak kapalı şişelerde saklanarak soğutulan sıvılarla serinlemeyi yeğlemeliyiz.

Böcek, arı, yılan, akrep sokmaları

Sivrisinek, tatarcık ve örümcek gibi eklembacaklıların sokması ile deride kızarıklık ve şişlik oluşabileceği gibi sıtma ve tatarcık humması denilen enfeksiyon hastalıklarının gelişmesine neden olabilir. Sivrisinek ve tatarcık sokmalarına karşı önlem almak için pencereler ince tül storlarla kaplanabilir yine çocuk beşikleri cibinlik de denen tüllerle korunabilir. Kapalı alanda spray şeklinde böcek öldürücü kimyasalların kullanılması küçük bebekler için zararlı olabilir. Bu amaçla sivrisinek kovucuları kullanılabilir. Sivrisinek ve tatarcıkların ısırdığı yerde oluşan kızarıklık ve kaşıntılı şişliği hafifletmek için kaşıntıyı önleyen kremler kullanılabilir. Sıtma ise aralıklı yükselen titreme ve ateş nöbetleri ile karakterize bir hastalıktır. Bu durumda doktora başvurmak ve özel ilaçlarla tedavi görmek gerekir. Yılan ve akrep sokmalarında zehirin vücuda yayılmasını önlemek için kızarık olan bölgenin üzeri bir sargı bezi ile atardamar dolaşımını engellemeyecek şekilde sıkılması gerekir. Özellikle yılan sokmalarında diş izinin olduğu yerdeki deri emilerek dışarı tükürmek suretiyle yılan zehiri vücuttan uzaklaştırılabilir. Ancak işlemi yapacak kişiye yılan zehirinin zarar vermemesi için ağzında açık yara, diş çürüğü gibi bir durumun olmaması gerekir. Bu ilk yardımın ardından en yakın sağlık merkezine başvurulması ve acilen yılan veya akrep sokmalarına karşı kullanılan özel serumlarla tedavinin devamı ve gelişebilecek diğer yan etkiler açısından ısırılan kişinin 24-48 saat süreyle yatarak gözlenmesi gerekir.

Havuzda yüzme ile oluşan enfeksiyonlar

Havuzda yüzme ile bulaşan enfeksiyon hastalıkları başlıca göz ve deriyi tutar. Gözde kızarıklık, çapaklanma, akıntı ve sulanma ile seyreden konjunktivit denen hastalık, antibiyotikli göz damlaları ile tedavi edilir. Bazen de havuz suyunun dezenfeksiyonu için kullanılan aşırı düzeydeki klor gözlerde tahrişe bağlı alerjik kızarıklık, yanma ve batma hissine neden olabilir. Bu durumlardan korunmak için havuz gözlükleri kullanılmalı. Ayrıca ultraviyole ışınlarından korunmak için özel güneş gözlükleri kullanılmalı. Lensle havuza girmek sakıncalıdır. Havuzda yayılması kolay olan bir diğer enfeksiyon hastalığı da derinin yüzeysel mantar ve iltahabi enfeksiyonlarıdır. Bunlara karşı önlem almak için havuza girmeden önce ayak mantarlarına karşı kullanılan özel bir solüsyondan geçmek gerekir. 


rsm

Doç.Dr. Ercan TUTAK

Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı

Memorial Şişli Hastanesi

[email protected]


geri
Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı Doç.Dr. Ercan TUTAK Diğer Yazıları
1.7.2013 - Yaz ve Sağlık
WhatsApp Destek İletişim